- ABD?deki köklü eko-politik kriz ve ABD?nin 12 trilyon doları bulan iç borçları ve ABD?nin İsrail taşeronluğunda zorlanması,
- İsrail?in, Türkiye?nin Bölgesel İşbirliği Protokolleri?yle konumunun ciddi yara alması ve ABD?deki eko-politik krizden dolayı da siyasi bataklığa girmesi dikkatlerden kaçmamaktadır.
Bunların beraberinde;
- Ekim-2009?da ABD-İsrail ortaklığıyla dünya piyasasına sürülen DOMUZ GRİBİ AŞISI?ndan 2 trilyon dolarlık uluslar arası ticari anlaşmaların yapılması ve beraberinde ABD-İsrail?in NAKİT İHTİYACI?nın nispi karşılanması (Bu arada İsrail?de domuz gribi vakalarına rastlanmaması bir tesadüf mü?),
- Birleşik Arap Emirlikleri?nin (BAE) Dubai Emirliği ile İran?ın yıllık 14 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşması, İran?ın ambargoyu delmesi ve ABD-İsrail?in panikleyerek DİĞER BAE Emirliği, KANKALARI Abu Dabi?ye verilmek üzere 19 milyar dolar sermayeli Dubai World?un devir işlemlerini yapmaları,
- ?Asya?nın yükselişi? gerçeği karşısında Afganistan-Pakistan?da konuşlanmak üzere ABD?nin 30 bin asker daha göndermeye hazırlanması?
Avrupa ? AB Cephesi;
- Genelde Avrupa ülkelerinde, özelde AB ülkelerinde oluşa gelen genç nüfus oranlarının azalması, bunun karşılığında kıta Avrupa?sında Müslüman genç nüfusun oranındaki hızlı artış,
- Kıta Avrupa?sının eko-politik sorunlarının kronik bir hal alması, bunun karşılığında 3. dünya ülkelerinde sömürü devletlerine karşı oluşan bilinçlenme hareketleri sonucu Kıta Avrupa?sının açmazlarını aşamamaları?
Tüm bunların sonucunda;
ABD-İsrail?in beraberinde tıkanan küresel sömürü sistemine paralel sayılabilecek blok Kıta Avrupası?nda, Merkel - Sarkozy ikilisinin baş aktörü; ?Mikro faşizm? limanı olmuştur.
Avrupa’nın Hollanda’dan sonra bir diğer garabet mikro faşisti İsviçre’nin de “Minare yasağı referandumu (?!)” aslında yaklaşan bir ?tehlikeyi? de gösterebilmektedir.
Evet, ABD-İsrail ve Avrupa’da yaklaşan bir tehlike var, hem de demokrasi kılıfı altında.. Demokrasi kılıfı altında örgütlenen “Oligarşik demokratik yapılanma” , kanser kolonileri gibi hızla yayılmaktadır.
Genelde kendini “islamafobi” şeklinde koşullandıran bu yapılanma; tıkanan Avrupa’nın, tıkanan ABD-İsrail ilişkilerinin “sanal düşman” yaratma ve kamuoyunu da bu minvalde yönlendirme telaşlarından başka bir şey değildir!..
Özetle;
ABD-İsrail ile Kıta Avrupa?sının tıkanıkları ve “oluşan boşluğu” Müslümanların dolduracağından korkulması O’nlarda önce “İslamafobi” propagandalarını doğurdu, beraberinde “Oligarşik demokratik yapılanmayı” doğurdu.
Aralık 4th, 2009 at 00:31
OLİGARŞİK DEMOKRATİK YAPILANMAYA DOĞRU…
ABD - İsrail Cephesi;
- ABD?deki köklü eko-politik kriz ve ABD?nin 12 trilyon doları bulan iç borçları ve ABD?nin İsrail taşeronluğunda zorlanması,
- İsrail?in, Türkiye?nin Bölgesel İşbirliği Protokolleri?yle konumunun ciddi yara alması ve ABD?deki eko-politik krizden dolayı da siyasi bataklığa girmesi dikkatlerden kaçmamaktadır.
Bunların beraberinde;
- Ekim-2009?da ABD-İsrail ortaklığıyla dünya piyasasına sürülen DOMUZ GRİBİ AŞISI?ndan 2 trilyon dolarlık uluslar arası ticari anlaşmaların yapılması ve beraberinde ABD-İsrail?in NAKİT İHTİYACI?nın nispi karşılanması (Bu arada İsrail?de domuz gribi vakalarına rastlanmaması bir tesadüf mü?),
- Birleşik Arap Emirlikleri?nin (BAE) Dubai Emirliği ile İran?ın yıllık 14 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşması, İran?ın ambargoyu delmesi ve ABD-İsrail?in panikleyerek DİĞER BAE Emirliği, KANKALARI Abu Dabi?ye verilmek üzere 19 milyar dolar sermayeli Dubai World?un devir işlemlerini yapmaları,
- ?Asya?nın yükselişi? gerçeği karşısında Afganistan-Pakistan?da konuşlanmak üzere ABD?nin 30 bin asker daha göndermeye hazırlanması?
Avrupa ? AB Cephesi;
- Genelde Avrupa ülkelerinde, özelde AB ülkelerinde oluşa gelen genç nüfus oranlarının azalması, bunun karşılığında kıta Avrupa?sında Müslüman genç nüfusun oranındaki hızlı artış,
- Kıta Avrupa?sının eko-politik sorunlarının kronik bir hal alması, bunun karşılığında 3. dünya ülkelerinde sömürü devletlerine karşı oluşan bilinçlenme hareketleri sonucu Kıta Avrupa?sının açmazlarını aşamamaları?
Tüm bunların sonucunda;
ABD-İsrail?in beraberinde tıkanan küresel sömürü sistemine paralel sayılabilecek blok Kıta Avrupası?nda, Merkel - Sarkozy ikilisinin baş aktörü; ?Mikro faşizm? limanı olmuştur.
Avrupa’nın Hollanda’dan sonra bir diğer garabet mikro faşisti İsviçre’nin de “Minare yasağı referandumu (?!)” aslında yaklaşan bir ?tehlikeyi? de gösterebilmektedir.
Evet, ABD-İsrail ve Avrupa’da yaklaşan bir tehlike var, hem de demokrasi kılıfı altında.. Demokrasi kılıfı altında örgütlenen “Oligarşik demokratik yapılanma” , kanser kolonileri gibi hızla yayılmaktadır.
Genelde kendini “islamafobi” şeklinde koşullandıran bu yapılanma; tıkanan Avrupa’nın, tıkanan ABD-İsrail ilişkilerinin “sanal düşman” yaratma ve kamuoyunu da bu minvalde yönlendirme telaşlarından başka bir şey değildir!..
Özetle;
ABD-İsrail ile Kıta Avrupa?sının tıkanıkları ve “oluşan boşluğu” Müslümanların dolduracağından korkulması O’nlarda önce “İslamafobi” propagandalarını doğurdu, beraberinde “Oligarşik demokratik yapılanmayı” doğurdu.