Dr. Nazım ismini duydunuz mu?
Yazalım,
Dr. Nazım Sabetayist bir isim ve kısa adı “İT” olan İttihat ve Terakki’nin kafa adamlarından. Hatta Enver, Cemal ve Talat Paşalar’ın da kafa adamı!.
Dr. Nazım İzmir’li olup, kendi gibi Sabetayist bir bayanla evlidir (Evliyazadeler)..
…Yıl 1926,
Atatürk, bir zamanlar Hareket Ordusu’ndayken bir şekilde içinde olduğu İttihatçılar’ın DARBE YAPACAKLARINDAN endişelenir, çünkü haliyle o’nları çok iyi tanımaktadır..
VE, endileşerinde HAKLI çıkar. Adres sabetayizmin ve İttihatçılar’ın merkezlerinden İZMİR’dir..
İşin ele başlarından birisi de Dr. Nazım’dır..
DARBE teşebbüsçüleri bir şekilde yargılanır ve DARBE TEŞEBÜSÇÜLERİ “ASILIR”..
BU OLAYA TARİHİMİZ;
İzmir Suikastı dese de, İŞİN ASLI İzmir Darbe suikastı planıdır !…
Kıssadan hisse:
Atatürk 1926 yılında DARBEYE teşebbüsten 13 kişiyi -bir şekilde yargılatarak- ASTIRMIŞTIR !.
Pekiyi,
Anıtkabir’e giden bayan paşaZADELER Atatürk’e neyi-nasıl izah edecekler, ediyorlar?!
1926 KERE GÜLDÜM :)))))))
YORUMCU GENÇ FENERBAHÇELİLER MAHLASLI ARKADAŞA GÖRE, “ATATÜRK DARBE DÜŞMANI/KARŞITI” İMİŞ.
BUNU ÖĞRENMEMİZ ÇOK, AMA ÇOK İYİ OLDU.
AYRICA SANAL FİKİR SAYFALARI, DEMOKRASİNİN KLASİK PROPAGANDA ARAÇLARINDAN DAHA ETKİLİ !
ne edecuuk?!
asker gelir darbe yapar, sonra da, (güya) sivillere meydanı bırakırlar! oysa bıraktıkları, “istedikleri kadar sivil demokrasi” devşirmeliğidir!
ya hu; egemenliğin kullanımı sadece bende veya halkta olmayacaksa, şuna; “egemenlik, askerlerin kırmızı şeritleri kadar kullanılır” deseniz olmaz mı?!?!?!.
“çaput” derken?
bu tasarımın adının “çaput” olması, sanırım: birileri tarafından atatürk’ün kabrinin yatır şekline dönüştürülmeye başlanması nedeniyle olmalı. kaldı ki ziyaretçiler tarafından, yatırlardaki ritüellerle paralel şeyler yapılıyor.
*not:
yorumumuzun atatürk’ün manevi şahsiyetiyle hiçbir ilgisi yokdurdu.
yorumumuz tamamen, kabirden yardım dileyen, çağdaş imajlı yobazlara karşı yazılmıştır.
ve unutmamalıdır ki, atamız türbe ziyaretlerini yasaklamıştır.
görülüyor ki çul-çaput bağlamalara, ‘meded eyy!’ gazelleri atmalar bi işe yaramıyo!.şu en öz hakiki(!), artık nası da oluyosa anasını satiiim; hem darbeci hem mağdur(!) vatandaş(!)lara ’sandığı’ işaret edecem de, de lakin zaman artık kırklı yıllar değil ve artık seçime tek girip,
sandıktan ‘oy çokluğu’ filan değil; ‘oy tulumu’ çıkıcak, o müstesna o bi tek particiğimiz de yok!.hem bi de üstüne üstlük sandık da fena şeffaflaşmış ve artık da, sandık başları, yalnızca o bi tek particiğimizin o biricik temsilcisi, tek bi müşahitten de mürekkep değil ve mecburen de, atılan oylar o tek bi müşahidimize göstere göstere ve açık oy, gizli tasnif usulüyle de kullanılmıyor ki, hani sonuçta daimî değişmez bi iktidarla çıksınlar da, ülkenin tek sahibi olsunlar, diledikleri gibi, yağ-bal yaşasınlar, milletin ensesinde dikta bozası pişirsinler?!.
Şu darbeci mağdur(!)lar için durum çok vahim yani!.ne yapsak ne etsek de, kırklı yılların o muhteşem parlak(!) günlerine dönebilseler?!.
amanın tanrım!.bu günleri de mi görecektiler?!.yazık, çok yazık!.
Şubat 20th, 2011 at 14:05
Ey ulu Manitu, bizi kutsa.
Şubat 20th, 2011 at 14:07
Gelin biraz reel tarihe gidelim !.
Dr. Nazım ismini duydunuz mu?
Yazalım,
Dr. Nazım Sabetayist bir isim ve kısa adı “İT” olan İttihat ve Terakki’nin kafa adamlarından. Hatta Enver, Cemal ve Talat Paşalar’ın da kafa adamı!.
Dr. Nazım İzmir’li olup, kendi gibi Sabetayist bir bayanla evlidir (Evliyazadeler)..
…Yıl 1926,
Atatürk, bir zamanlar Hareket Ordusu’ndayken bir şekilde içinde olduğu İttihatçılar’ın DARBE YAPACAKLARINDAN endişelenir, çünkü haliyle o’nları çok iyi tanımaktadır..
VE, endileşerinde HAKLI çıkar. Adres sabetayizmin ve İttihatçılar’ın merkezlerinden İZMİR’dir..
İşin ele başlarından birisi de Dr. Nazım’dır..
DARBE teşebbüsçüleri bir şekilde yargılanır ve DARBE TEŞEBÜSÇÜLERİ “ASILIR”..
BU OLAYA TARİHİMİZ;
İzmir Suikastı dese de, İŞİN ASLI İzmir Darbe suikastı planıdır !…
Kıssadan hisse:
Atatürk 1926 yılında DARBEYE teşebbüsten 13 kişiyi -bir şekilde yargılatarak- ASTIRMIŞTIR !.
Pekiyi,
Anıtkabir’e giden bayan paşaZADELER Atatürk’e neyi-nasıl izah edecekler, ediyorlar?!
1926 KERE GÜLDÜM :)))))))
Şubat 20th, 2011 at 16:04
YORUMCU GENÇ FENERBAHÇELİLER MAHLASLI ARKADAŞA GÖRE, “ATATÜRK DARBE DÜŞMANI/KARŞITI” İMİŞ.
BUNU ÖĞRENMEMİZ ÇOK, AMA ÇOK İYİ OLDU.
AYRICA SANAL FİKİR SAYFALARI, DEMOKRASİNİN KLASİK PROPAGANDA ARAÇLARINDAN DAHA ETKİLİ !
Şubat 20th, 2011 at 16:36
ne edecuuk?!
asker gelir darbe yapar, sonra da, (güya) sivillere meydanı bırakırlar! oysa bıraktıkları, “istedikleri kadar sivil demokrasi” devşirmeliğidir!
ya hu; egemenliğin kullanımı sadece bende veya halkta olmayacaksa, şuna; “egemenlik, askerlerin kırmızı şeritleri kadar kullanılır” deseniz olmaz mı?!?!?!.
Şubat 20th, 2011 at 18:16
“çaput” derken?
bu tasarımın adının “çaput” olması, sanırım: birileri tarafından atatürk’ün kabrinin yatır şekline dönüştürülmeye başlanması nedeniyle olmalı. kaldı ki ziyaretçiler tarafından, yatırlardaki ritüellerle paralel şeyler yapılıyor.
*not:
yorumumuzun atatürk’ün manevi şahsiyetiyle hiçbir ilgisi yokdurdu.
yorumumuz tamamen, kabirden yardım dileyen, çağdaş imajlı yobazlara karşı yazılmıştır.
ve unutmamalıdır ki, atamız türbe ziyaretlerini yasaklamıştır.
Şubat 20th, 2011 at 20:39
Kocaman kocaman alkış ve teşekkür…
Şubat 21st, 2011 at 08:51
Çizim de, yorumlar da tam isabet kaydetmiş…
Şubat 21st, 2011 at 12:03
görülüyor ki çul-çaput bağlamalara, ‘meded eyy!’ gazelleri atmalar bi işe yaramıyo!.şu en öz hakiki(!), artık nası da oluyosa anasını satiiim; hem darbeci hem mağdur(!) vatandaş(!)lara ’sandığı’ işaret edecem de, de lakin zaman artık kırklı yıllar değil ve artık seçime tek girip,
sandıktan ‘oy çokluğu’ filan değil; ‘oy tulumu’ çıkıcak, o müstesna o bi tek particiğimiz de yok!.hem bi de üstüne üstlük sandık da fena şeffaflaşmış ve artık da, sandık başları, yalnızca o bi tek particiğimizin o biricik temsilcisi, tek bi müşahitten de mürekkep değil ve mecburen de, atılan oylar o tek bi müşahidimize göstere göstere ve açık oy, gizli tasnif usulüyle de kullanılmıyor ki, hani sonuçta daimî değişmez bi iktidarla çıksınlar da, ülkenin tek sahibi olsunlar, diledikleri gibi, yağ-bal yaşasınlar, milletin ensesinde dikta bozası pişirsinler?!.
Şu darbeci mağdur(!)lar için durum çok vahim yani!.ne yapsak ne etsek de, kırklı yılların o muhteşem parlak(!) günlerine dönebilseler?!.
amanın tanrım!.bu günleri de mi görecektiler?!.yazık, çok yazık!.
Şubat 21st, 2011 at 20:30
çok fantazik